Selam ahali, dünya üzerinde hakimiyet hedefleyen güruhun
bunca imkana sahip olmasının yanı sıra ne kadar aptal olduğunu, bizden hiçbir
artıları olmamakla beraber eksilerinin bile bulunabileceğini genel olarak her
yazımda sonlara sıkıştırıyorum. Bu yazıda ise bu olayın somut bir örneğini gözler
önüne sermeyi hedefliyorum.
Öncelikle şunu bi’ oturtalım ölüm hadisesi beden iflas
ettiği için ruhun bedenden ayrılması değildir hatta tam tersidir, ruh ayrıldığı
için kalp durur ve diğer organlar da faaliyetlerine son verir.
Ancak bunu idrak edememiş bazı güruhlar ruhu algılayıp,
transfer etmeyi de içeren bir takım araştırmalar yapmaya başladı. Bu yazıdaki
konu mankenimiz ise RUSSIA 2045 projesi olacak. Şimdi bu uzun girizgâhın
ardından konuya serbest stil dalış yapabiliriz. Nedir bu RUSSIA 2045?;
Öncelikle bu araştırmayı yürüten Rus bilim adamları(!) ruhun
bir enerji olduğuna inanıyorlar ve bu projedeki amaç ruhu sağlıklı
bir bedene transfer edip ölümsüzlüğü bulmak.
Bir saniye;
AHAHAHAHAHAHA
Tamam sakinim.
Bu projeyi yürüten ‘’Ölümsüzlük Şirketi(!)’’nin başkanı
Dimitri Istkov’un Hürriyet gazetesinden Nerdun Hacıoğlu ile bir röportajı var.
İsteyenler onu okuyabilir ancak bence kesinlikle gerek yok zira
anlattıkları kelimenin tam anlamıyla;
Zırva…
Ama size bu röportajın kısa bir özetini geçeceğim yine de.
Istkov eskiden ortalama 40 yıl olan insan ömrü tıbbi çalışmalar ile 80 yıla kadar uzatıldı gelecekte de bi’ 10-20 yıl daha uzayacaktır ancak tıbben ölümsüzlükten bahsedemeyiz, RUSSIA-2045 projesi tıptan farklı bir yol izleyecek tüm projelerden farklı olacak, neşter ve kan söz konusu bile olmayacak ruha cyborg ve sibernetik teknoloji ile ulaşılacak falan feşmekân zırvalıyor.
Başını Vyaçeslav Ryabinin ve Dr. Aleksander Bolonkin gibi isimlerin çektiği 25 kişilik bir bilim adamı(!) kadrosu bu 4 ayaktan oluşan projeyi yürütüyor. Peki nedir bu 4 ayak?
- 2015; İnsan beyninin gönderdiği sinyallerle kontrol edilebilen biyonik vücutlar ortaya çıkarılacak. Buna da Avatar ismi verilecek.
- 2020; Avatar adı verilen yapay(biyonik) bedene ölümcül bir hastanın beyninin gönüllü olarak aktarım deneyi yapılacak.
- 2030; Beynin kopyalanması(?) mümkün olacak ruhu içinde gizlediği sanılan beyin(??) tamamen sayısal data bilgilerine(???) dönüştürülecek.
- 2045; İlk e-İnsan yaratılacak
Bakın şu an 2015 yılındayız yani 30 sene var daha bu
projenin son ayağına ve ben 30 sene evvelden şunu söyleyebilirim ki bir arpa
boyu ilerleme yakalayamayacaklar. Bu işin ne bilimsel ne de başka bir temelle
açıklaması olamaz düpedüz kepazeliktir soytarılıktır.
Böylesine gereksiz, desteksiz, temelsiz bir icraattan size
bahsetmiş olmamdaki tek amaç karşımızda olan güruhun aptallığını afişe
etmektir.
Bu yüzden kendine güveneceksin arkadaşım. ‘’Dünyayı ben mi
kurtaracağım’’ kafasından bir an önce sıyrılmak
gerek. Evet lan sen kurtaracaksın, ben kurtaracağım akıl ve mantık sahibi olan
herkes yapabilir bunu. Yeter ki kraldan çok kralcı ve bazı
şeyleri televizyon ekranında yahut gazetelerde görmedikçe onu kabul etmeye
cesareti olmayan sığırlardan olmayın ve unutmayın ki bir şeyin doğruluğu ona
inanan insan sayısına paralele gelişen bir olgu değildir. Sen ister kabul et
ister etme doğru doğrudur paşam.
Allah Kur’an’ın muhtelif yerlerinde ‘’insanların çoğu
kafirdir’’ der. Bu ne demektir biliyor musun? Kafir gerçeğin üzerini örten
demektir. İnsanların tarih boyunca bazı doğruları olmuştur ancak insanların
kabullerinin hakikat üzerinde zerre kadar tesiri yoktur.
Galilei, vakt-i zamanında dünya yuvarlaktır dediği için Engizisyon Mahkemesinde yargılanmıştır. Çünkü o zamanın insanlarının kendilerine göre ‘’doğru’’ları vardı ve dünyanın yuvarlak olmadığı kabul edilmişti.
Galilei, vakt-i zamanında dünya yuvarlaktır dediği için Engizisyon Mahkemesinde yargılanmıştır. Çünkü o zamanın insanlarının kendilerine göre ‘’doğru’’ları vardı ve dünyanın yuvarlak olmadığı kabul edilmişti.
Mesela Plüton 10 sene önce liselere giriş sınavına
hazırlanana bir çocuk için gezegendir geçen sene hazırlanan çocuk için ise
değildir ve yakın zamanda Plüton tekrar gezegen olarak kabul edilmiştir yani bu
sene sınava girecek olan çocuk için yine gezegendir. Peki bu zaman zarfında
Plüton mu değişti yoksa insanların ‘’doğru’’ları mı?
İnsan bu kadar kararsız, bu kadar değişken iken hala bu
görelik esasları doğru olarak kabul ediliyor arkadaşım. Şimdi bir soru
soracağım;
Ya insanlar yanılıyorsa?
İşte bu yüzdendir ki etiketlere taam etmemek gerek. Rus
bilim adamıymış al işte görüyorsun Rus bilim adamı(!) ne ile uğraşıyor.
Hadi selametle…