Selam ahali, sosyal anlamda güçlü bir insan olmak
istiyorsanız sosyal bilimlerin alayına, belli bir düzeyde dahi olsa, hâkim
olmanız gerekmektedir. Tarih, politika, sosyoloji, psikoloji, felsefe ve hatta
rakamlardan ayırarak düşünülecek olursa ekonomi...
Bunları temel düzeyde dahi olsa bileceksiniz.
“Politika Yapabilmek için Bilinmesi Gerekenler” serisini
boşuna yazmadık ahali. Ayrıca bu seri epey de ilgi görmüş var olun. Bugüne dek
bu blogda disiplinler arası geçişler yapmamın, daldan dala atlamamın sebebi
işte budur ahali. Bugünün dünyasında var olabilmek için bilinmesi gerekenler
elbette ki bunlarla da sınırlı değil. İngilizceyi de mutlaka literatür takip
edebilecek seviyede bilmek gerekir. Maalesef, İngilizceniz yoksa yoksunuz acı
ama gerçek. Zira Türkçe kaynaklarla bir yere kadar gidebilirsiniz. Google’da
araştırdığınız konu üzerine bir Türkçe bir de İngilizce arama yapın ne demek
istediğimi anlayacaksınız. O yüzden bu meseleyi boşlamayın.
Bir de işin doğru bilgiye ulaşabilme boyutu var tabi. Jay Rockefeller’in
“İnternet belki de hiç icat olmamalıydı” sözünü[1] illa ki duymuşsunuzdur.
Evet, bilgiye ulaşmanın bu denli kolaylaşması “birilerini” rahatsız ediyor.
Ancak bu hususta yaptıkları şey yalnızca “rahatsız olmak” değil zira baktığınız
zaman bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça cehalet de ilginç bir şekilde artıyor.
Peki, aritmetiğini siktiğimin dünyasında bu nasıl mümkün olabiliyor?
MANİPÜLASYON
Apollo Robins diye bir herif var. “Yanlış yönlendirme
sanatçısı” olarak geçiyor. Bildiğin illüzyonist, değişik bir adam. Seni
konuşmasıyla hareketleriyle falan oyalıyor dikkatinin iyice dağıldığı anda da
cebinde ne var ne yok anında, kaşla göz arasında, boşaltıveriyor. Tabi bunu kör
göze parmak sokarcasına yapıyor, “şimdi seni oyalayacağım ve ne olduğunu bile anlamayacaksın”
diyor ve dediğini de yapıyor. İnternetten araştırırsınız izlemesi keyiflidir,
TED konuşması da vardır hatta. Gerçi bu aralar TED’e çıkmayanı da dövüyorlar ya
neyse. Bir de pek tabi ki bu işin bu denli naif olmayan versiyonları var. CIA
başta olmak üzere istihbarat örgütleri, büyük medya kuruluşları bu yöntemleri
kullanır.
Doğruyu yanlıştan ayırmanın git gide zorlaştığı bir dönemde
yaşıyoruz ahali. Bugün Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta ortadadır. Savaş
dönemlerinde yapılan manipülatif propagandalarla yarışır düzeyde yalanın,
dolanın, çarpıtmanın, iftiranın yer aldığı ana akım medyayı düzenli olarak
takip eden bir insanın sağlıklı düşünebilme imkanı yoktur ahali. Geçtiğimiz
günlerde hatırlarsınız CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Devlet Bahçeli’yi
Hitler’in propaganda bakanı Joseph Goebbels’e benzetmişti.[2] Bu haber de,
medyanın genel tutumunu onaylayacak şekilde, ana akım medyada pek kendine yer
bulamadı haliyle. Google’da bu haberi arattığınızda internetten yayın yapan
muhalif medya organları dışında herhangi bir bağlantıya ulaşamıyorsunuz.
Ancak bu ‘’muhalif medyanın’’ çizgisi ana akım
medyanınkinden çok da farklı değil aslında. Zira üslup aynı üslup, sığlık aynı
sığlık... Bugün, iktidar yanlısı bir vatandaş nasıl A-haber ağzıyla
konuşuyorsa, muhalif tayfanın tüm entelektüel birikimi ve olayları
değerlendiriş biçimi Sözcü gazetesi kadar, Yılmaz Özdil o gün köşesinde ne
yazdıysa o kadar oluyor. E bu iki cenahı mutlak değer parantezine soksan
dışarıya aynı şey olarak çıkacaklar, bu ne yaman çelişki anne? Ben bunu
istemiyorum ahali, reddediyorum!
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda geldiğimiz nokta
ortadadır. Gördüğüm lüzum üzere medyaya, internet haberciliğine bodoslama
dalmaya karar verdim. www.sapak.org isimli
bir haber-analiz sitesi kurdum. 1 Nisan Pazartesi itibariyle yayındayız. Bu
sitenin konsepti cayır cayır son dakika haberi vermekten ziyade olayların
aslını astarını ortaya çıkarmak, küresel güçlerin ipliğini pazara dökmek
üzerine olacak ahali. Zaten o son dakika işine yetişmek gibi bir durumumuz da
yok şimdilik. Zira imkanlar dar, ekip dar, şartlar müsait değil.
Velhasıl kelam bu ayki yazı takvimimi aksatmama sebep olan
gelişme budur. Onların RAND’ı, Stratfor’u, think-tank kuruluşları,
televizyonları, gazeteleri varsa bizim de artık Sapak.Org’umuz var!
Desteklerinizi beklerim.
Hadi selametle.
NOT; Ciddi editör açığım var, ilgilenen olursa bana mail
atsın görüşelim; 1alpererdogan@gmail.com
NOT2; Yakında Youtube üzerinden yayın işlerine de girişeceğiz. Zaman ve imkan meselesi...