Selam ahali, insan hayatının büyük bir çoğunluğuna din yön
verir. İnsanlığın dünya üzerindeki ilk yıllarından beri bir şeye inanma
ihtiyacı baş göstermiştir. Din önemlidir arkadaşım. Ateistlerde bile bu
böyledir zira ateizm kendisinde bir kimlik halini almıştır, dinleri ve bir
ilahın varlığını inkar ettiğini beyan eder yani işin çıkış noktası yine dindir.
Hal böyleyken dünya üzerinde hakimiyet hedefleyen güruhun da bu mevzuyu
atlaması düşünülemez ki atlamıyorlar da zaten. Zira tek dünya devletine giden
yolda tek bir dil ve tek bir din olmalı bu yüzden semavi dinler de hızla
dejenere edilmelidir.
Nasıl mı?
Yahudilik ve Hristiyanlığın hali ortada zaten ancak Kur’an’a
dokunamadıkları için İslam’ı dejenere edemiyorlar diye düşünmek son derece
dangalakça bir tavır olur. Kur’an’a dokunamıyorlar ancak seni ondan
uzaklaştırıyorlar. İsrailiyat dediğimiz uydurmaları dolduruyorlar İslam’ın
içine ve bunu yaparken çok çeşitli kaynaklar kullanıyorlar. Bu yazıdaki
konumuz İslam’ın nasıl dejenere edildiği, tasavvuf kisvesi altında kültürümüze
yamanan spiritüalizm bu bozulmada cemaatlerin rolü ve alim olarak tanıdığınız
bazı şahsiyetlerin ifşahatı olacaktır.
Dinç bir kafayla okumanızı tavsiye ederim zira yazımız uzun
olacak çünkü çok sayıda konu başlığımız var, videolar ve resimlerle dolu hayli
dallı budaklı bir yazı okuyacaksın.
Konuya ufaktan dalıyorum şimdi;
Dinin nihai kaynağı Kur’an’dır. Ancak günümüzde birçok evde
manzara şöyledir;
Öylece duvara asarlar kitabı. O kitap okuyasın diye
indirildi. Eğer sen o kitaptan bu denli uzaklaşmaya devam edersen
Spiritüalizm senin dininin ve kültürünün içinde iyice dallanıp budaklanacaktır.
Aslında önce Spiritüalizm nedir ne değildir onu bi’ oturtmak
gerek.
Spiritüalizm, yani ruhçu felsefede asla tanrı inkarı yoktur.
Tanrının kutsallığı ve yüceliği övülür. Sevgi, kardeşlik, iyilik gibi kavramlar
müthiş ön planda tutulur. Bakın bu kavramları size ezberden okuyan kim varsa
asıl amacı sevgi kardeşlik falan değildir bu kavramlardan yararlanmaktır.
Spiritüalizmin ana düşüncesi
‘’Allah bir enerjidir’’ ‘’Bir varoluş biçimidir’’ gibi uyduruk fikirler
etrafında gelişir. Allah’ın spesifik bir şey olmadığı her şeyin Allah olduğu pantesit
düşünceyi savunur yani laf dönüp dolaşıp ‘’aslında sen de tanrısın’’a gelir. Spiritüalizm
ve bilimin ışığı adı altında, dejenere edilmiş bir tanrı inancına dayalı
uyduruk bir din olan New Age’i öngörür. Bir birleşmenin ve tek dünya devletinin
gerekli olduğu savunulur.
Ancak Allah;
"Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden
yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp
kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında
en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her
şeyi bilir, her şeyden haberdardır." (Hucurat Suresi, 13. Ayet)
demiştir.
Yani bu spiritüalist fikirlerle taban tabana zıt bir ifadedir.
Hani birleşme? Aksine ‘’SİZİ MİLLETLERE VE BOYLARA AYIRDIK’’ diye bir vurgu var
şayet tek dünya devleti gerekli olsaydı böyle bir şey yazılır mıydı? Ayrıca bu
ayet Kur’an’ın sadece 7. yy’da Araplara inmediğinin yegane kanıtıdır. Zira
buradaki evrenselliği bir kenara bırakacak olursak o dönemler tek dünya
devletini savunan bir güruh var mıydı? Sizce bu bizlere 1400 sene öncesinden
bir spoiler değil midir?
Tasavvuf’daki ‘’Enel Hak’’ mevzuunu duymuşsunuzdur. Vahdet-i
Vücud inancı da keza aynı şekilde ‘’sen de aslında tanrısın, her şey tanrıdır’’
düşüncesini öngörür. Spiritüalizmden ne farkı var Allah aşkına? Tek fark tasavvuf Arapça. Zaten en büyük
yanlışlardan biri de Arapçaya ulûhiyet yüklemektir. Kur’an Arapça değil
Allah’çadır. Yani kutsal olan Arapça metinler değil Allah’ın vahiyleridir
bizlere gönderdiği mesajlardır.
Şimdi kimse lisede divan edebiyatı anlatan edebiyat
öğretmeni edasıyla ‘’ama orada öyle demek istemiyoo yaa’’ moduna girmesin. Enel
Hak demek Enel Hak demektir. Kem küm etmeye gerek yok. Ben tanrıyım
demişlerdir nokta.
Tasavvuf ve Spiritüalizmin örtüştüğü bir başka nokta da şeytan meselesidir. Spiritüalizm
de iyi-kötü ayrımı yoktur. Onlara göre İblis, kötü olma rolünü seçmiş
"fedakâr" birisidir. Aynı mantık tasavvufta da kendini gösterir. Ancak
işi aslı hiç de öyle değildir şeytan Allah’a isyan etmiştir ve kötüdür. Yani şeytan sadece bir vesiledir. Allah kesinlikle sınav yapmak için
şeytana muhtaç değildir. Ve Allah Kur’an’da şeytandan şöyle bahseder;
"Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun.
Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi." Hicr - 34,35
"Allah buyurdu: “Çık oradan, yenik düşmüş ve kovulmuş
olarak. Onlardan sana uyan olursa yemin
olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım.” Araf - 18
"Ey âdemoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk
etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?" – Yasin - 60
Yani spiritüalizm kisvesi altında bize sunulan tasavvuf bir
kez daha Kur’an’la çelişmiştir.
Günde onlarca defa Arapçasını okuduğunuz İhlas suresi ne der?
‘’Allah Sameddir’’ yani hiçbir şeye muhtaç değildir. Peki büyük tasavvuf alimi(!) Ibn-i Arabi neler söylemiş;
‘’Allah Sameddir’’ yani hiçbir şeye muhtaç değildir. Peki büyük tasavvuf alimi(!) Ibn-i Arabi neler söylemiş;
"Varlığımız onun varlığıdır. Varlığımız açısından biz O’na
muhtaç, nefsinden zuhuru için O bize muhtaçtır"
"O bana hamd eder, ben ona hamd ederim; O bana ibadet
eder, ben O'na ibadet ederim"
Fususu'l Hikem, 1/83
Bakın pantezimin, spiritüalizmin tasavvuftaki yerini görüyor musunuz? Daha
nesini savunacaksın? Ibn-i Arabi Kur’an ile çelişmiştir nokta. İbn-i Arabi başka neler söylemiş duymak istiyor musun?
"İnsan, Allah'ın sureti; alemler, bu suretin kendisinde yansıdığı ayna; Allah da, insanın sureti olduğu Zat'tır. Şu halde biz, Hakk'ı, hangi vasıf ile nitelemiş isek, bizde de o vasıf vardır. Çünkü suretleri farklı olsa bile, dua eden, icabet edenin aynısıdır." "O halde, dini anlamıyla, ahiret hayatında bir azap ve mükafat yoktur."
Cennet Cehennem yok mu? Hani Allah’ın Adl sıfatı? Arkadaşım bak gör. Gözünün
önünde duruyor her şey. Hem tasavvufçu hem Müslüman olamazsın. Bu iki inanç
birbirine taban tabana zıttır. Birbirinden farklı şeylerdir. Tasavvuf tekâmül inancını savunurken İslam’daki
öğreti sınavdır.
Bir de tasavvufun dünya nimetlerini, dünya hayatını
terketmek gibi bir öğretisi vardır ki kesinlikle bunun da İslam’da yeri yoktur.
Bunların kaynağı Paganizm tesiri altında kalmış olan Hristiyan çileciliğidir. Hristiyanlık bu sebeple son derece zengin olan ve birer kral peygamber olan Hz. Davud ve Hz. Süleyman peygamberleri birer günahkar olarak
lanse edip tam peygamber kabul etmezler.
Ancak Allah Kur’an’da bu iki peygamberi överek bizlere bu
konuda bir uyarıda bulunmuştur;
Davûd'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kul! Hep Allah'a sığınır, yakarırdı.
Sad – 30
İncil’de de zenginlik sürekli kötü bir şey olarak lanse
edilip çilecilik tavsiye edilmiştir;
"İsa şakirtlerine dedi: Ne yiyeceksiniz diye hayatınız
için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için kaygı çekmeyin. Çünkü hayat
yiyecekten ve beden giyecekten daha üstündür. Kargalara bakın, onlar ne ekerler, ne de biçerler, ne
kilerleri ve ne de ambarları var, Allah onları besler, sizler kuşlardan ne
kadar daha değerlisiniz?".
"Eğer kâmil olmak istersen git, neyin varsa sat ve fakirlere ver, göklerde hazinen olacaktır ve gel, benim ardımca yürü".
"Yine size derim: Devenin iğne deliğinden geçmesi zengin adamın Allah'ın melekûtüna girmesinden daha kolaydır".
Allah ise bu saptırmalara yine Kur’an’da cevap vermiştir.
Şöyle ki;
''Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük
taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne
deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.'' (Araf - 40)
Bam!
Deve ve iğne deliği vurgusu dikkatinizi çekti mi? Bu ayet
direkt olarak bu öğretiye çakılmış bir tokattır. Yani Allah zengin olanlar
değil kibirli olanlar, isyan edenler cennete giremeyecektir demektedir. Zaten şeytanın
olayı da budur; kibir. Tüm bu ‘’sen de aslında tanrsın’’ öğretilerinin çıkış
noktası da yine kibirdir. Egonu kıracaksın sen sadece bir insan, bir kulsun.
Nedir bu kendine ulûhiyet adama çabaları ya bi’ otur oturduğun yerde.
Tasavvuf ve Spiritüalizmden devam edecek olursak bu tip
çileciliklerin kesinlikle İslam’da yeri yoktur. Zira İslam’a göre dünya hayatı
ile ahiret yurdu bir bütündür. Şimdi yine Kur’an’dan bazı ayetlerle başbaşa
bırakıyorum sizleri;
‘’De ki "Allah`ın kulları için verdiği süslenecek
şeylerle rızık olarak verdiklerinin temiz olanlarını kim yasak edebilir?
Yine de ki "bunlar dünyadaki inançlı kişilerindir. Ahirette
ise yalnız onlarındır’’.
Ayetlerimizi anlayanlara bu şekilde açıklamaktayız.’’ (Araf - 32)
‘’O Allah ki, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için
yaratmıştır.’’ (Bakara - 29)
‘’Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan rızıklardan helal ve hoş
olarak yiyin.’’ (Bakara - 168)
Açıkçası sıkıldım artık bu tasavvuf ve spiritüalizm
muhabbetlerinden zira hepsi aynı kapıya çıkıyor. Sürekli aynı şeyler etrafında
dönüp duruyoruz son olarak şu iki videoyu verip konuyu biraz değiştirmek
istiyorum.
Ahmed Hulusi’yi duymuşsunuzdur. Kendisiyle ilgili tek bir dahi kelime etmeyeceğim şu yazısını Allah rızası için bir okuyun. Zaten her şey ortada değil mi?
Bir de son zamanlarda Burak Özdemir diye bir herif çıktı
piyasaya. Tanrı’nın doğum günü adlı kitabıyla. Onun hakkında da aslında
söylenecek çok söz var ancak yazıyı daha fazla uzatmamak adına şu eleştiriyi
bi’ okuyun derim. Kalemi kuvvetli bir arkadaştır. Üzerine ekleme yapmaya gerek duymuyorum;
İslam'ın dejenere edilmesinde, spiritüalizm ve tasavvuftan
sonra en çok uydurma hadisler, tefsirler ve alim(!)ler kullanılır. Bu
faaliyetleri ise yoğun olarak cemaatler yürütür. Türkiye'de de en çok Mevlana
ve Yunus Emre üzerinden yürünür. Zaten UNESCO gibi küreselci bir kuruluşun
2007’yi Mevlana yılı ilan etmesi de hayli düşündürücü olsa gerek. Yunus Emre’nin ünlü bir sözü vardır ki şu an
spiritüalistlerce ve masonlarca parola olarak kullanılmaktadır.
‘’Yaradılanı severim yaradandan ötürü.’’
İlk bakışta son derece masumane bir söz gibi duruyor değil
mi?
Yaradılanı yaradandan ötürü hoş görmek her türlü yoruma
açıktır. Mesela şeytanı Allah yarattı diye sevmek gibi spiritüalistlerin
parolasına da kapı açabilir. Hristiyanların şu çok meşhur tokat atana diğer
yanağını dönme mevzuuna da benzerlik taşıyor aslında. Eee ne var bunda
diyebilirsiniz ancak o iş hiç de öyle değildir.
Biri sana bir tokat attığında;
1)Sen de ona bir tokat atarsın(ki İslam’a göre hakkındır)
1a) Sadece bir tane atabilirsin sana atılandan fazlasını
değil.
1b) Sana atılandan daha şiddetli bir tokat atamazsın.
2) Affedebilirsin(ki yine İslam’da kısas hakkının
bulunmasına rağmen affetmenin daha erdemli oluşuna vurgu yapılır)
Yani sonuç olarak ya bir tane de sen yapıştırırsın ya da
affedersin gidip de öbür yanağını dönmezsin. Bu mazoşistliktir.
Bir de hadis ve mezhep mevzuu vardır ki buraya dikkat.
Peygamberi kullanarak bir bozulma yaratmak amaçlanmıştır. Bu arada hadisler
Peygamberin söylediği sözler değil sadece söylediği iddia edilen sözlerdir. Muhammed peygamber sözlerinin kitaplaştırılmasına karşı çıkmıştır. Bu hadis kitapları da
ölümünden çok çok sonra ortaya çıkmıştır. Bu durumda doğruluğu bile meçhul olan
hadisler dinin kaynağı olamaz. Bir örnek vereyim;
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah
işlemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah
işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler
yaratırdı."
Müslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizi, Da'avat 105, (3533)
Günah işlemeyen kavimlerin helak edileceğinden bahsedilmiş.
Peki Kur’an’da durum nedir?;
‘’Yemin olsun ki biz sizden önceki kuşakları, zulmettikleri
ve resulleri kendilerine açık kanıtlar getirdiği halde inanmadıkları için,
helak ettik. Günaha batanlar topluluğunu
biz böyle cezalandırırız.’’
Yunus - 13
‘’Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı
yükseltmekten başka bir şey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik. ‘’
Araf - 5
Kur’an’a göre ise zalimler helak edilmiştir. Yani hadis
olarak lanse edilen kimin söylediği belli olmayan sözler Kur’an ile taban
tabana zıttır.
Bakın şunun ayrımına iyi varmak gerek, Hz. Muhammed’i dinden izale etmek gibi bir maksadım yok. Hadis şeklinde
lanse edilen sözlerin kaynağının güvenilir olmadığını söylüyorum sadece. Hatta
gelin bir örnekle daha destekleyelim;
Veda hutbesi yüzbinlerce şahidi bulunan bir hadisedir ancak buna rağmen günümüzde üç farklı versiyonu bulunmaktadır.
Birincisinin sonunda;
‘’Size Kur’an’ı ve ehlibeytimi bırakıyorum.’’
İkincisinin sonunda;
İkincisinin sonunda;
‘’Size Kur’an ve sünnetimi bırakıyorum’’
Üçüncüsünün sonunda ise;
‘’Size sadece Kur’an’ı bırakıyorum’’
denmektedir.
Yani yüzbinlerce tanığı olan bu hadise bile güvenilmezken
diğer hadisler dinin birebir kaynağı olmaktan çok uzaktır. Hadisler hem kendi içlerinde birbirleriyle, hem akılla hem de Kur'an ile çelişmektedir.
Hadis kısmını hiç uzatmadan tefsir ve alim(!)lere gelelim.
Günümüzde en geniş kitlesi bulunan tefsirler hangisidir?
Risale-i Nurlar.
Şimdi biraz da Risaleleri inceleyelim;
Flash TV haberciliği yaparak highlight ettiğim kısımda Said
Nursi vahiy aldığını iddia ederek Kur’an’ın bazı sıfatlarını Risale isimli
eserlerine de atfetmiştir.
Dershane’yi Nuriye şeklinde tanımladığı abi evlerini açmak
ibadetmiş(!) e yuh!
Bu kısım ise İslam’da kesinlikle yeri bulunmayan ruhbanlığın
tarifidir. Allah’ın. Muhammed peygamberden sonra da birilerini görevli olarak
gönderdiğinden bahsetmiştir. Peygamber kelimesini direkt kullanmasa da bir ima
olduğu aşikardır. Peygamber demektense dini tecdit etmek üzere müeccid
gönderilir diye bir kılıf uydurmuştur. Belli aralıklarla gönderilen bu müeccidlerden
biri Mevlana’ymış ve Mevlana’dan sonra da bayrağı Said Nursi devralmış. Etmeyin
eylemeyin ya bunların İslam’la ne alakası var Allah aşkına. Kur’an ile taban
tabana zıt olan, çelişen ifadelerdir bunlar. Uymayın kendini alim olarak
tanıtanlara!
Bu nasıl bir komedidir bilemiyorum ahali. Yorum getirmekte
zorlanıyorum şu an. Bunlara nasıl inanıyorsunuz ey şakirt kardeşlerim? Nasıl
yıkadılar sizin beyninizi? Valla kusura bakmayın da maklubeyi fazla kaçırmışsınız sanki.
Lord of the Rings mi lan bu ne tılsımı?
İslam böyle bir din değil yapmayın etmeyin.
Ve sapkınlığın doruk noktasına ulaştığı an! Hz Ebubekir okuduğu
hutbenin izahının Risalelerde yer aldığını söylemiş(!) Ne kullanıyorsunuz lan
siz? LSD Airlines iyi uçuşlar diler…
Yine bir vahiy iddiası ve ek olarak Risalelerin Kur’an hükmüne geçtiği söyleniyor. Arkadaşım hiçbir şey Kur’an hükmüne geçemez. Hz.
Muhammed (SAV) bile sözlerinin ayet sanılmaması için kitaplaştırılmasına,
toplanmasına karşı çıkmışken bu nasıl bir cesarettir? Bu nasıl bir
sapkınlıktır? Bu ne cürret ulan?
‘’Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için 'Bu Allah katındandır' diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.’’
Bakara – 79
Allah bunların olacağını önceden bildirmiş ve uyarmış alın görüyorsunuz.
Şizofrenik ölçülerde bir özgüven!
Arkadaşlar, etmeyin eylemeyin dinin tek
kaynağı Kur’an’dır. Bu gibi uyduruk öğretilere pabuç bırakmayın, gözünüzü açık
tutun. Seni Kur’an’dan uzaklaştırmak için her şeyi yapıyorlar görüyorsun. Bak
sana bir spoiler daha;
"Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terkedilmiş
bir şey haline getirdi” dedi."
Furkan – 30
Alın bu da şeytanın sözleri;
‘’Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için
senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım.’’
Araf – 16
‘’…. senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım.’’ Ne demek?
Kaleyi içeriden fethedeceğini söylüyor şeytan. Bugünkü cemaatlere bir atıf
olabilir mi?
Bir de içi israiliyat dolu olan hadis, mezhep, tasavvuf gibi
şeyleri savunanların bir numaralı argümanı şudur;
‘’Kur’an her şeyi açıklamıyor ki yeaa’’
Oysaki;
‘’Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere
uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?’’
Araf – 3
şeklinde bir ayet vardır.
Kur’an bir şifreler kitabı değildir. Ömer Çelakıl gibi
tiplere de pabuç bırakmayın. Kur’an’da her şey çok açıktır. Mesela abdest şöyle
açıklanmıştır;
‘’Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda; Yıkayınız:
yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi.
Sıvazlayınız: başınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı.
Eğer cünüp iseniz temizlenin.
Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz ayak
yolundan geldi ise, ya da kadınlara dokunduysanız, ve de su bulamamışsanız:
Temiz bir toprakla yüzünüzü ve ellerinizi sıvazlayın.
Allah size zorluk çıkarmak istemez.
Allah sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak
istiyor.
Umulur ki; şükredersiniz.’’
Maide – 6
Her şey açık ve net değil mi?
Kur’an’ın belirttikleri dışında dine yeni ayrıntılar eklemek
haşa Allah’lık taslamaktır, bunun hesabını veremezsiniz. Sorguya çekileceğin
gün Allah’a ‘’Eksikler vardı, kendimize göre eklemeler yaptık’’ gibi pişkince
bir cevap verebilecek misin? Bence hayır.
Mezhepler ile ilgili olarak da şu ayet yeterli olacaktır;
‘’Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de
gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak
Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.’’
En’am – 159
Bu arada tüm bunları dile getirdiğinizde yüksek ihtimalle
sapık damgası yiyeceksiniz. Allah bunu da atlamayarak şöyle söylüyor;
‘’Kavmimin önde gelenleri: 'Gerçekte biz seni açıkça bir
'şaşırmışlık ve sapmışlık' içinde görüyoruz' dediler. ‘’
Araf - 60
Minimum yorumla yalnız ayetleri ortaya koyarak derdimi anlatmaya çalıştım. Ne olur okuyun şu kitabı.
Minimum yorumla yalnız ayetleri ortaya koyarak derdimi anlatmaya çalıştım. Ne olur okuyun şu kitabı.
Hadi selametle…
Eyvallah
YanıtlaSilDinî dejenere eden sahte ruhçular, sahte şeyhlerdir.
YanıtlaSilGerçek bir spiritualist te bunu diyor.
http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/
lütfen yazınızı düzeltiniz siz burada insanları bilgilendirmek amacıyla bir yazı hazırlamışsınız evet ama eklediğiniz ilk videoyu inceleyip incelemediğinizi merak ediyorum çünkü videonun 1.37 deki yazısına bakarsanız kabir hayatı reddedilmiş. ayrıca Mehdi ve Evliyalar yoktur gibi saçmalıklardan bahsedilmiş bu dünyayla bağlantı kurabilen varlıklar reddedilmiş o zaman KUR'AN'IN bize bildirmiş olduğu Cinleri nasıl açıklayacaklar? lütfen tekrar belirtiyorum yazınıza yanlış bir içerik eklemişsiniz. tamam biz yanlış olduğunun farkındayız ama birleri bunlara inanabilir ALLAH (C.C) korusun insanların imanlarını zedeleyebilecek böyle yanlış bilgileri lütfen yazınızdan kaldırınız :D
YanıtlaSilsen hiç Kuran okumamışsın. kabir hayatı, mehdi ve evliyalar islam'da olmayan uydurmalardır. sünnilik-şiilik gibi katolik benzeri sonradan uydurulmuş dinlerde vardır bunlar.
SilYazınız çok aydınlatıcı Allah razı olsun. Bende gerçeği arayan biri olarak bir dönem böyle bir yola girmek üzereydim çok şükür Rabbim döndürdü o yoldan...
YanıtlaSilKURAN VE SÜNNET HAKKINDA YAZDIKLARINI SENIN YİNE KENDİ TESPİT ETMİŞ OLDUGUN Bİ TEZLE YALANLAYACAGIM DOSTUM!!!!! DİYER yazılarında'DA bahsettıyın üzere leNİN STALİN ve HİTLERİN bi kukla oldugu!! Wall Street BONKERLERİNİN başını cektiyii, kapitalist emperyalist olarak şeytanın kurmuş oldugu adem oglunu ALLAH yolundan devşirmek icin kurulmuş pagan innancına sahip, envanjelist bır kitle tarafından yönetilen föte ve benzeri kuruluşlar , bunlara o hani agzından sözüm ona yumurta cıkaran adama ınanan ve 30 milyondan fazla müridi olan dünyanın dört bir tarafında ünüversiteleri olan tıp ve biskolji alanlarında cok ileri olan sıyonıst kuruluşlarda dahil hebsi beygamberimiz muhammet mustafa sav ehendimizi karalama kampanyasını sürdüren ve senın gıbı vahabi zihnıyetleki insanlarada fetö ve benzerleri üzerinden ulaşabıldıkleri yalan HADİS yalan SÜNNET gibi kavramları pompaladıkları ve bu şekilde sana okunan tüm ayetleri nakleden ALLAH'ın en sevgili kuluna ınanmamanı saglayarak ıman eksıklıyı yani imanın şartından biri olan peyganbere ıman koşullarını zayıflatarak aslında allaha ıman koşullasını zayıflatmayı öngörmüşTÜR!!
YanıtlaSilSONUC; SENİN gibi bu kapitalis sistemi anlayan yazılar paylaşan bir insan bile bize sadece kuran yeter diyip allahın resulunu neredeyse inkara kadar giden sonuclar dogurdugunu ben kendim (İslam'ın Dejenere Edilmesi Spiritüalizm Tasavvuf ve Cemaatler ) YAZINDAN ANLAMIŞ DURUMDAYIM ....... (seni KURANA VE SÜNNETİ SENİYYEYE DAVET EDYORM KARDEŞİM.
NOT.senin tüm yapmiş oldugun reddiyelere rediye yaparak hadislerle ayetlere de cevap verebilirdim lakin bu kadar araştırmacı kımlıye sahıpsin dogruyu araştırıp bulmak senin icin daha eftal olacaktırrr...
Unknown,a CEVAP veriyorum:
SilBEYEFENDI GALIBA tarikatcisiniz..Bize Kuran yeterli, Sevgili Peygamberimizin tüm sözleri Kurandan idi..Kurani birakip, Israliyatin bulmus oldugu uydurmus oldugu hadislerin pesinden gidenlerin halini görüyoruz, ortadoguya bakarsan daha hizli anlarsiniz..Ayrica..Kurani okumadigin belli, Kuranda namaz vakitleri gecer VE AYRICA elmayi isiran ILK Havva Annemiz DEGIL Adam babamizdir..KONU aciklamalarini DAHA COK yapardim AMA vaktim yok..ayrica..sayfanin yazarini kutluyorum, GÜZEL degerlendirmeler
COK güzel tespitler YAPMIS...Ve bir ILAHIYATCI OLARAK herkese tavsiyem, KURANI anladiklari dilde okusunlar.
SAYGILAR
Yani şöyle anlatayım hani şeytan edem aleyhitselama sejde etmedide kovuldu ya oda geri geldi cennette havva annemize almayı ısıttırdı cennetten kovuldu ya hani dostum işte bereber dünyaya indiklerinde şeytan ilmini insan oglunu kandırmakta kullanacakya hani işte sende bu insan oglunu kandırma tuzaklarından biri olan beygamberler beyganberi nebii resul muhammet mustafa sav efendimizi karalama kampanyalarından birine dahil oluyorsun kuranın kuran ayetlerinin söyleyeni olan rasulun hedislerinin hebsine nasıl ylan hurafe dersin eyer sünnetlere hadislere nanmıyorsan böyle yaşanmaz diyosan kuran ayetlerini de resul söyledi (kuranı kıyamete kadar koruyacagız ayetinide) resul söyledi birine iman olmazsa diyerleride itibarını kaybeder.. öyle olmaz ımanda eksiklik olur..
YanıtlaSilSORU''peki namazın kac rekat oldugunu nasıl kılacagımızı icerisinde ne okuyacagımızı kim ögretti bizeee kuranda yok bunlar.
peki tamam hadi namaza bişeyler buldun kendi kafandaa bide buna bul dostum hadii bekle geliyoo heyacanlanma!!
peki insanların hayvanlara tecavüz etmesini nasıl engelliyeceksin kurana göre kuranda hayvanlara tecavuz edilmez diye bi ayet yok ozamn sana göre eşeye tecavüz etmek serbes kuranda yazmıyooo yanii..
bu bakış acısını sana daha cok uzatırım ama geerekyok sen bu iki konuyu ayukarda yazdıgım soruları bi kendi kafanda düşün ve araştır hakikate ulaşacak kadar zeki oldugunu rabbimin bunu sana bahşettiyini görüyorum dogru deyerlendirmene yardımcı olabildiysem ne mutlu bana hoşcakal.