Selam ahali, öncelikle bir bilgilendirme yapmak istiyorum.
Artarda uzun araştırma yazılarından sonra bir süre bu kadar kallavi çalışmalara
ara vermeyi düşünüyorum. Şimdilik tıpkı bu yazı gibi kısa, tadımlık konularla
uğraşacağım ama bunu yaparken de sürekliliği yakalamayı hedefliyorum. Yazı
yayınlama periyotlarını kısaltacağım yani.
Şimdi başlayabiliriz;
‘’Oha lan o nasıl başlık?’’ diyerek yazıyı okumaya
başlayanları daha fazla merak içinde bırakmadan şunu söylemek istiyorum ki bu
başlık bana ait değil. Orijinal New York Times manşetidir.[1]
Şöyle ki;
Peki böyle bir başlığı neye istinaden atmışlardı? İşte bu
yazının konusu bu olacak ahali.
Daha önce hiç ‘’Yahudi Katır Bölüğü’’ diye bir şey duydunuz
mu?
‘’Yahudi Katır Bölüğü’’ ABD bandıralı gemilerin Rusya’dan
Mısır’a taşıdığı Yahudilerden oluşan 562 kişilik bir taburdur. İrlandalı John
Henry Patterson tarafından komuta edilen bu birlik 23 Mart 1915’de İngiliz
ordusu himayesinde kurulmuştur.
17 Nisan 1915’de ise Anglo-Egyptian ve Hymettus isimli
gemilerle yola çıkıp 25 Nisan 1915’de Osmanlı’ya karşı savaşmak üzere
Çanakkale’ye Gelibolu’ya varırlar. İngiliz ordusu bünyesinde kurulduğunu söylemiştim,
Çanakkale’de de İngiliz 29. Tümende görev almışlardır. Ancak İngiliz ordusunda
yer almalarına rağmen yakalarına sarı renkli bir Davut yıldızı
iliştirilmiştir.[2] Yani Yahudilerden oluşan bir birlik olduklarını yedi düvele
duyurma niyetindelerdi. Zaten New York Times haberi de bu bağlamda yapılmış bir
şeydi.
Peki neden?
Çünkü bu birlik M.S 70’de Roma İmparatorluğu’na karşı
savaşan askerlerden sonra kurulmuş ilk Yahudi ordusudur.[3] Burada derin bir
kahpelik yatmaktadır ahali. Önce Roma imparatorluğu sonra Osmanlı…
Bildiğiniz üzere ‘’Yeni Dünya Düzeni’’ denen olgu için önce
imparatorlukların ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bunun için 20. YY’da apar
topar hepsini ortadan kaldırdılar; Osmanlı, Avusturya-Macaristan…
Ülkeler parçalandıkça parçalandı, yeri geldi iki karış
toprağa ülke dedik. Balkanlar ve Ortadoğu paramparça edildi. Yugoslavya ve
Çekoslovakya örneklerinde olduğu gibi en küçük birleşmeye dahi izin verilmedi.
Hatta Yugoslavya öyle bir dağıldı ki; Slovenya, Hırvatistan, Makedonya, Bosna-Hersek
ve Sırbistan-Karadağ olmak üzere tam 5 yeni ülke ile tanıştık. Peki bu iş
burada bitti mi? Elbette ki hayır. Sırbistan bir daha bölündü Karadağ ayrıldı,
2006’dan beri Karadağ isimli bir ülke daha var sonrasında ise 2008’de Kosova
bağımsızlığını ilan etti ve buradan iddia ediyorum ki Sırbistan yine bölünecek
‘’Voyvodina’’ ismine şimdiden alışmanızı tavsiye ederim, bir sonraki ayakta
Voyvodina Sırbistan’dan kopacaktır.
Neyse, Balkanlar ve ayrılıkçı hareketler çok uzun bir konu,
şayet şu an oraya girersek çıkamayız.
Ne diyorduk? Hah ‘’Yeni Dünya Düzeni’’ Bu ‘’Yahudi Katır
Bölüğü’’nün Çanakkale’de savaşmış olması tamamen sembolik bir icraattır.
Şimdi olayı farklı bir boyuta taşıyacağım. Bu malum orduda
görev yapmış iki kişiden bahsedeceğim;
- David Ben Gurion
- Yitzhak Ben Zwi[4]
David Ben Gurion’u zaten tanıyor olduğunuzu var sayıyorum;
İsrail’in kurucu Başbakanı. Yitzhak Ben Zwi ise 16 Aralık 1952 – 21 Mayıs 1963
tarihleri arasında 3 dönem İsrail Cumhurbaşkanlığı yapmıştır, yani İsrail’in
ikinci Cumhurbaşkanıdır kendisi.
Hadi diyelim ki; M.S 70 yılında Roma’ya karşı savaşan
ordudan beri kurulan ilk Yahudi ordusunun Osmanlı’nın karşısına çıkarılıyor
olması tesadüf, ki arada 1845 yıl var! İnsan 3-5 yıl görmediği
arkadaşıyla bile aradan geçen zamandan sonra ilk buluşmasında özel bir şey
yapmak ister, adamlar 1845 sene sonra ilk defa ordu kuruyor ve bu insanlar
sıradan insanlar değiller; Yahudiler ve üzerine bir de Siyonistler…
Mutlak suretle sembolik bir olay olmalıydı. İşte bu olay
Osmanlı’ya karşı savaşmaları işte, imparatorlukları yıkıp ‘’Yeni Dünya
Düzeni’’ne geçmek. Avusturya-Macaristan Hanedanlığı gibi Osmanoğulları gibi
hanedanlıkları yıkıp yerlerine demokrasiler içerisinde hüküm süren
hanedanlıkları getirdiler; Rothschild, Rockefeller, Warburg vs. gibi
hanedanlıklar. Yani bu işin tesadüf olma ihtimali yok arkadaşım ama senin
gönlün olsun, hadi diyelim ki tesadüf; ulan bu ordudan bir tane Başbakan bir de
Cumhurbaşkanı çıkmış bu da mı tesadüf? Bu kadar tesadüf ancak Türk filmlerinde
olur.
Yetmedi mi? Son kez bir daha Çanakkale’ye dönelim o zaman;
Osmanlı birliklerini komuta eden Alman General Otto Liman
Von Sanders’in babası Yahudi’dir.[5] Ayrıca kendisinin ABD’de bankacılık
faaliyetleri gerçekleştiren Alman Yahudi’si Lehman hanedanlığı ile de kan bağı
olduğu söylenmektedir.[6] Hani şu meşhur Lehman Brothers var ya lan o işte.
Tabi bunlar hep tesadüf(!)
Ya bakın devletler üstü güçlerin bu şekilde aklın mantığın
sınırlarını zorlayan paradoksal bağlantılarla insanları aptal yerine koyarak
meydanda at koşturmaları benim zoruma gidiyor açıkçası.
Şu an için elimden gelen tek şey ise tarihi didik didik edip
araştırarak bu kanlı ellerin ipliğini pazara dökmektir. Yaptıkları hiçbir gizli
anlaşma, kirli pazarlık gizli kalmayacak, yayınevlerine, medyaya, internete
uygulanan tüm sansürlere rağmen gerçeklerin peşinde olan herkesin bu bilgilere
ulaşması için çalışıyorum ve çalışmaya devam edeceğim.
Ahkam kesme faslını daha fazla uzatmadan yazıyı yavaştan bitiriyorum.
Sizlerden ricam ise; lütfen bol bol okuyun ve araştırın. Bilincin karşısında
hiçbir güç duramaz.
Son olarak Mustafa Kemal’in pek bilinmeyen bir sözü vardır
onu nakletmek istiyorum;
‘’ Herkes ulusal görevini ve sorumluluğunu bilmeli, memleket
meseleleri üzerinde o düşünceyle, düşünüp çalışmayı görev edinmelidir.’’
Bu adamın bu lafı boş yere söylediğini sanmıyorum yani öyle
laf olsun diye söylenmiş bir söz değil bu. Tarihte araştırılması ve ortaya
çıkarılması gereken çok şey var, Mustafa Kemal’in de bu sözü söylerken tam da
buraya işaret etmiş olduğunu düşünüyorum. Bu noktada bizlerin yapması gereken
şey gerçeklerin ardına düşmektir.
Hadi selametle…
[2] John Henry Patterson, ''With Zionists In Gallipoli -
Hutchinson and Co. London 1916
[3] age
[4] age
[5] Bernt Engelmann,"Germany without Jews"
[6] Ramazan Kurtoğlu - Psiko-Siber Savaş Para Oyunu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder