Selam ahali, önceki yazılarımda ismi geçen Tavistock’u
açıklayacağım o vakit geldi. Evet ahali yıllardır bu anı bekliyordum, şu çok
karmaşık duygular içerisindeyim ağlamak istiyorum sayın seyirciler.
Bakın şu an topluma popüler olarak dayatılan hemen hemen her
değerin, metanın, hayat tarzının ve akımın altında %90 Tavistock vardır. Peki
nedir bu Tavistock?
Tavistock, şeytan üçgeni olarak tarif edebileceğim H. Ford,
Rockefeller ve CIA iştirakiyle kurulmuş son derece sinsi bir oluşumdur.
CIA’in yaklaşık 50-60 yıldır uyguladığı en etkili toplumsal kontrol
yöntemlerinden biri toplumu değişik yapay uyarıcılarla(mesela her gün
izlediğiniz saçma sapan televizyon dizileri) ve suni gündemlerle uyutmak ve toplumu
aptallaştırıp istediği algıyı yaratmaktır. ‘’Amerikan halkı çok aptal yeaa’’
gibi geyikler vardır ya hani, kesinlikle doğrudur Amerika halkı malın önde
gidenidir ancak bu aptallık genetik değildir, Tavistock’un faaliyetleri sonucu
kasten aptala çevrilmişlerdir ve aynı faaliyetler bizde de uygulanmaya başladı.
Neler yaptıklarını yazının ilerleyen bölümlerinde açıklayacağım sakin olun.
Son zamanlarda eşitlik, özgürlük, demokrasi, insan hakları gibi kavramlar fazlasıyla popüler durumda, bunlara aykırı
bir şey söyleyenler ise linç ediliyor STK’lar ve sol görüşlü sendikalar
tarafından. Daha anlamını bile bilmeden ‘’faşizme karşı omuz omuza’’ diye
eylemlerde boy gösteren milyonlar var. Bunların hepsi kasten yapılıyor, bu tip
eylemlerde kodamanlara sövüp sayan Don Kişotları aslında yine bu para babaları
finanse ediyor.
‘’Eski bir CIA yetkilisi, etkin ve prestijli vakıfların
CIA’e fon aktararak gençlik grupları, sendikalar, üniversiteler ve yayınevleri gibi kuruluşlara sayısız gizli operasyon düzenlettiğini, bunlara
1950’lerden itibaren insan hakları gruplarının(af örgütleri) ilave edildiğini açıklamıştır.’’
[1]
İşte CIA bu kanallara ulaşabilmek amacıyla Ford Vakfını ve
Tavistock İnsan İlişkileri Enstitüsünü kurmuştur.
Ayık olmak lazım. Çok büyük bir tezgah. Bu oluşum
nabza göre şerbet verir, kimi ülkelerde Komünizmi ve sol görüşü desteklerken
kimi ülkelerde antiemperyalist hareketleri devre dışı bırakmaya uğraşır. Çünkü
yeni dünya düzeninin kabul edilebilmesi için eski düzende huzursuzlukların
çıkması gerekir ve bu işi de Tavistock yürütmektedir.
Neyse devam edelim;
Ford Vakfı, ABD ve CIA’in Avrupa’daki tüm gizli operasyonlarında
görev almıştır.(Ya ne olacağıdı la?) Vakfın Avrupa’daki amacı antiemperyalist
ve ulusal sol hareketleri etkisiz kılmaktır ancak Guatemala’da Demokrat Arbenz
ve İran’da Musaddık’ı devirenler de yine kendileridir. Küba, Dominik
Cumhuriyeti ve Nikaragua’da ise Komünizm’e ön ayak olmuşlardır. Yugoslavya’yı
parçalarken ise OTPOR kanalını kullanmışlardır ve bu OTPOR Türkiye’deki Gezi
Parkı olaylarında da kendini göstermiştir.
OTPOR
Occupy Gezi Hareketi
İşte bu yüzdendir bir anda gelişen ve geniş
kitlelerde yankı bulan akımlara şüphe ile yaklaşıyor oluşum. ‘’Olum bi’ durun
la’’ demem işte bu yüzdendir. Bir şeye hemen atlamadan evvel geçmişteki
olaylarla bi’ bağlantı kurmak gerek, olayın çıkış noktasına bakmak gerek,
imkanları kim sağlamış ona bakmak gerek yani özetle sığır olmayacaksın önce bi’
düşüneceksin arkadaşım.
Neyse, durun daha Tavistock İnsan İlişkileri Enstitüsünün
esamesi okunmadı burada.
Dünya savaşları sırasında psikolojik savaş örgütü olarak
çalışan Tavistock’a Rockefeller Vakfı tarafından özellikle 1921-1946 yılları
arasında ciddi miktarda paralar yağdırılmıştır. Tavistock’un ilham kaynağı
Sigmund Freud’un insan davranışlarının kontrolü üzerine çalışmaları olmuştur.
Freud’u araştırın ne kadar tuhaf bir herif olduğunu ve bazı aykırı tespitlerini
bulabilirsiniz. Şimdi Freud’dan bahsederek zaten uzun olan yazıyı daha da
şişirmeye gerek görmüyorum. Tavistock’dan devam edelim;
Tavistock’un yegane amacı halkın psikolojik gücünü
kırmaktır. Bu kapsamda aile bağlarını zayıflatmak, din, onur gibi değerleri çökertmek ve ayrıca uyuşturucu hapların kullanımını teşvik,
seksüel davranışların çarpıtılması(eşcinselliğin teşviki) gibi son derece
insanlık dışı faaliyetleri vardır.
Öldürüyorlar lan insanlığı, öldürüyorlar.
Allah belanızı versin.
Tavistock’un bu hedefleri kapsamında 1960’ların LSD kültürü
ve Amerikan öğrenci devrimi için 25 milyon dolar harcanmıştır. Tavistock’u bu
iş için finanse eden CIA’dir. Bu öğrenci devrimi denen şey gençliği öldürmek ve
etkisiz kılmaktan başka bir şey değildir. Ot içen hap kullanan hippi kültürünü yaşayıp kampüsün çimlerinde yayılıp gitar çalan üretkenlikten uzak bir bireyselliğin ön planda olduğu
rock müzik ve çeşitli uyuşturucularla uyutulmuş aptallaştırılmış sikimsonik bir
üniversite gençliği yaratılmıştır Amerika’da ve bu akım kendini hafif hafif
Türkiye’de de hissettirmeye başladı. Gömlek içine t-shirt giyen tırt üniversite
solcularının yanı sıra hippi gibi yaşayan tipleri de artık sıklıkla görüyoruz
kampüslerde. Gerçi bizimkiler şimdilik sadece sarma Adıyaman tütünü içiyor ama hehehe
Bugün Tavsitock’un bütçesi 6 milyar dolardır. Rockefeller
Vakfı sürekli olarak para yağdırmaktadır ve ayrıca Tavsitock’a bağlı 10 büyük
vakıf ve bu vakıflara bağlı olan 400 kuruluş, 3000 araştırma ve düşünce
kuruluşu bulunmaktadır. Virüs gibi yayılmış vaziyettedirler yani.
Tavistock’un faaliyetleri
sadece gençliği saf dışı bırakmakla bitmiyor tabi ki. Rockeffeler Vakfı ile
ortaklaşa yürüttükleri dünya tarımını kontrol etme projesi de son derece
tehlikelidir. Bu projenin hedefi çiftçilerdir. Bağımsız çiftçilerin yok
edilmesi ve tamamen bankalara ve küresel gıda-tohum şirketlerine bağımlı hale getirilmesi, üretimin bitirilmesi
amaçlanmaktadır. Toptancıların çiftçilere çok düşük ücretler ödemesi,
bankaların çiftçilere sağladığı kredilerin şartları ve saman, traktör, mazot gibi elzem
envanterlerin fahiş fiyatlardan verilmesi bunun net birer göstergesidir. Bu
projenin başlıca hedeflerinden biri de Türkiye’dir. Ulan Anadolu gibi bir
coğrafyaya sahip olan bir ülke gidip İsrail’den tohum ithal eder hale geldi ben
daha ne diyeyim arkadaşım. İsrail lan Allah’ın çölünden bahsediyoruz bize tohum
ihraç ediyor şaka gibi.
Peki nasıl uyutuluyoruz? Nasıl olur da kimse bunların
farkına varmaz/varamaz? Bu soruyu kendi ribaundunu kendi alan basketbolcu gibi
kendim cevaplayacağım;
Her topluma özel lokal uyutma paketleri bu Tavistock adı
verilen illet tarafından hazırlanır. Bu uyutma paketleri uygulamaya konurken
çok dikkatli davranılır, kılı kırk yararlar. Uyutma paketleri en çok
medya kullanılarak uygulanır.(Ya ne olacağıdı?) Toplumun en göz önünde olan, en
popüler kişi ve kurumları seçilir ki çoğu zaman bu kişi ve kurumlar bile kime
hizmet ettiklerini anlayamaz.
Şimdi size Dr. Emery diye bir heriften bahsedeceğim.
Toplumsal uyutmanın üç safhada gerçekleştiğini savunuyor. O maddeleri verince
her şey yerli yerine oturacak güzel kardeşim;
İlk safha; Moral değerlerini yitirme(Demoralisation)
İkinci safha; Zihni Bölünme(Segmentatiton) Bu safhada birey
zihninde yerleşik olan birey olma görüşünden kopup topluluk(cemaat, kolektif) mantığına geçer.
Üçüncü safha; Zihni Ayrışma(Disassocation) Bu safhada birey
fantezilerle, gerçekleri birbirine karıştırıp robotlaşmış birey hükmüne
geçer.[2] Yani kendisine anlatılan romantik hikayelere kendini öyle bir
kaptırır, öyle bir yobazlaşır ki başka hiçbir kaynağa itimat etmemeye
başlar.(Günümüzde televizyonda, gazetede, ders kitaplarında görmediği şeylere
inanmayan, gerçekleri inkar eden sığır sürülerine selam olsun)
Son olarak lokal paketler demişken Tavistock’un Türkiye’deki
aktörlerine değinip yazıyı bitireceğim;
Türkiye 1946’dan beri ABD’nin stratejik ortağıdır. Bunu da
ben söylemiyorum kendileri söylüyor. Türkiye için lokal uyutma paketi de yine
1946’da hazırlanmıştır. Köy enstitüleri kapanmış, eğitim sistemimiz tamamen
değiştirilmiştir. Bu sırada ABD’den bir çok uzman(!) Türkiye’ye gelmiş ve halkı
siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik bakımdan incelemişlerdir. Bunun sonucunda
raporlar hazırlanmış ve Atatürk’ün 5 yıllık kalkınma planlarının tasfiyesine
karar verilmiştir. Bu raporun adı Trunborg Raporu’dur[3] isteyen araştırabilir.
Bu uyutma paketleri 1950’lerden itibaren uygulamaya
konmuştur. 1980’lerden itibaren ise tam anlamıyla uygulamaya geçilmiştir.
Sağ-Sol çatışmaları ne diye çıktı sanıyorsunuz hey yavrum hey.
CFR’nin Türkiye üzerinde hakimiyet kurmasından sonra Turgut
Özal ile beraber bu uyutma paketi zirveye çıkmıştır. Kontrolsüz bir serbest piyasa ekonomisi
benimsenmiş, piyasa ithal mallar ile dolup taşmış, yerli üretici zor durumda
kalmıştır.
Osmanlı’nın son dönemlerini andıran bir manzara değil mi?
Tezgah hep aynı arkadaşım heep.
STK’lar birbiri ardına kurulmuş beyinler Komünizmle yıkanmış
öte yandan cemaatçilik yaygınlaşmış Kur’an’dan uzak tasavvuf öğretileriyle
spiritüalizmin serpiştirildiği uydurma bir İslam ile STK’lara antitez
sunulmuştur. Önce sağ-sol sonra komünizm-cemaat...
Ayrıca o dönemde açılan ilk özel televizyon kanalının adı da
Magic Box Star 1’dır. Niyetlerini en fazla bu kadar belli edebilirlerdi yani
yuh lan.
Tarihsel süreci belli bir noktaya kadar getirdim Tavistock
faaliyetlerini artık günümüzde kim Tavistock hesabına çalışıyor onu siz bulun
bir zahmet.
Ya bakın bunları bu denli güçlü yapanlar aslında benim sığır
diye tarif ettiğim kraldan çok kralcı tayfadır. Ota boka komplo teorisi
deyip bu denli ciddi meseleleri ayağa indiren bazı şeyleri televizyon
ekranında, gazete kupürlerinde yahut ders kitaplarında görmedikçe onu kabul
edecek cesareti bulunmayan kendi aklına güvenemeyen embesiller var ya asıl
düşman bunlar. Önce bunların kafasına vura vura bazı şeyleri öğretmek lazım.
Özetle sığır olmayın, okuyun, araştırın her kaynağa da
bodoslama atlamayın.
Hadi selametle
[1] Erol Bilbilik - İşgal
Örgütleri; CIA, NATO, AB Asya Şafak Yayınları
[2] Dr. Fred E. Emery - “The Next Thirty Years; Concepts, Methods and Anticipations” Human Relations Magazine, Tavistock Institute, 1 Ağustos 1967
[3] Sinan Meydan - Akl-ı Kemal
[5] The Shaping of Psychiatry by
War – William W. Sargant