4 Şubat 2015 Çarşamba

Kennedy Suikasti İsrail BOP ve AKP

Selam ahali, bu yazıdaki konumuz eski ABD başkanı JF Kennedy’nin suikasti, olayın İsrail yönü(zaten başka bir yönü de pek yok) ve eşbaşkanlığını yürüttüğümüz(!) BOP nam-ı diğer Büyük Ortadoğu Projesi olacak. Kopmayın bende kalın;


Kennedy suikasti CIA tarafından yapılmış ve FBI tarafından üzeri örtülmüştür. Kennedy Amerikan halkının sevdiği son başkandı. Suikastin detayı, sonuçları derken oradan İsrail’e bağlayıp BOP’a geçeceğim ve lafı Recep Tayyip Erdoğan’a dokundurarak yazıyı bitirmeyi planlıyorum. Her ne kadar daldan dala atlayacakmış gibi görünsem de konular birbiriyle o kadar bağlantılı ki… Tarih de zaten böyle bir şeydir paşam.

Önce Kennedy’i biraz tanıyalım istiyorum;

John Fitzgerald Kennedy ABD’nin en genç başkanıdır, idealist bir herif olmasının yanında ileri derecede faşist olup tam bir Amerikan milliyetçisidir. Ayrıca Amerika’nın ilk Katolik başkanıdır. Ancak asıl önemli olan kısım şu ki; kendisi de tıpkı İngiltere’de Büyükelçilik yapan babası Joseph Kennedy gibi Yahudilerle geçinememiştir. Hatta babası çok kez Londra’da saldırılara maruz kalmıştır. Oğul Kennedy de Yahudilerin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden son derece rahatsız olduğunu her fırsatta dile getirmiştir zaten. Yahudi lobisinin faaliyetlerinin bağımsızlıklarına karşı bir darbe olduğu görüşünü savunmuştur.

Bizde de Erbakan bu tarz bir duruş sergilemiştir alında. Her ne kadar birçok karalama kampanyasına ve iftiraya maruz kalmış olsa da, Türkiye Siyonizm’i ilk defa Erbakan’dan duydu ve Türkiye’de 28 Şubat sürecinde irtica adında suni bir düşman yaratıldı, bunun sonucunda da Erbakan iktidardan uzaklaştırıldı. Haa gerçekten Erbakan’ın köktendinci bir tabanı da vardı eyvallah ancak irtica Türkiye’ye gelmez, gelemez, senin irtica diye bir düşmanın olamaz, hadi olsa bile önem sırasına göre 10. ve ya 15. sırada falan gelebilir ancak. Türkiye Liverpool olsa irtica Ipswich Town gibi bir rakip olabilir. Senin bu yaptığın Carling kupasındaki Ipswich Town maçı için Şampiyonlar Ligindeki Real Madrid maçına yedeklerle çıkmaktır.

Bakın bu güruha karşı tavrını koyan adam ister Müslüman olsun ister Hristiyan hiç farketmez lahmacuna bile tapıyor olsa ben o adamın arkasında durur alkışlarım çünkü bu bir vicdan ve cesaret meselesidir.

Tekrar Kennedy’e dönecek olursak;

Seçimden önce, Sigmund Rotschild, JF Kennedy’e seçilmesi halinde Ortadoğu’da İsrail politikalarını destekleyen bir tavır sergilemesi karşılığında seçim kampanyaları için milyon dolarları bulan paralar yağdıracağını söylüyor. Kennedy ise duruşundan taviz vermeksizin bu teklifi reddediyor. İşte az evvel bahsettiğim duruş tam da böyle bir şey. Bir yerlere gelebilmenin yolu illa CFR’den yahut Bilderberg’den geçmiyor hacılar zira bu hayatta her zaman bir seçim hakkınız, bir şeyleri değiştirmek adına iradeniz vardır ve kimse de bunu ortaya koymaktan çekinmemeli kimse mutlak hakim değildir bu dünyada, o yüzden;

‘’Dünyada görmek istediğiniz değişimin bir parçası olun’’

Özlü söz söyleyen ihtiyar tribi gibi oldu lan bu da ama bu işin aslı böyledir, doğruyu savunduğunuz sürece hiçbir şeyden çekinmeyin zira mükafatını er ya da geç alırsınız.

Şimdi de Kennedy’nin icraatlarına bakalım istiyorum. Mesela dönemin İsrail Başkanı Ben Gurion ile bir Nükleer kavgası var ki... Hemen anlatıyorum;

İsrail bildiğiniz gibi ‘’Yeni Dünya Düzeni’’ hedefiyle kurulmuş bir devlettir. Kısa vadedeki hedefleri Ortadoğu’da süper güç olmak ve BOP’u hayata geçirmektir. Bu yüzden hızlı bir şekilde ‘’Nükleer Silahlanma Programı’’ başlatıyorlar. İsrail devleti Dimona Çölündeki tesislere ciddi manada paralar yağdırarak kısa zamanda Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad şehirlerini vurabilecek kapasitede atom bombalarına ve füze başlıklarına sahip olmuştur. Bu durum ise Kennedy'nin hiç de hoşuna gitmemiş ve Ben Gurion’a;

‘’İsrail’in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetimi yaptırım uygulamaktan çekinmeyecektir.’’

şeklinde bir ihtar göndermiştir.

Ben Gurion ise cevap olarak ‘’Genç Adam’’ hitabıyla başladığı mektubunda çok ağır ifadeler kullanarak ‘’sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?’’ tarzında şeyler söylemiştir.  Kennedy de altta kalmamış ve bu mektuplaşmalar çığırından çıkarak, küfürleşmeye kadar gitmiştir. Sonuç olarak ise Ben Gurion istifa etmiştir. Araya giren Henry Kissinger ‘’İsrail’in nükleer programını durdurması İsrail’e büyük zarar verir’’ diyerek Kennedy’i ikna etmeye çalışmış ancak Kennedy Nuh demiş peygamber dememiştir.

Veee asıl bomba;

Kennedy 4 Haziran 1963’te Amerikan Temsilciler Meclisi’ne danışarak çıkardığı 11110 sayılı kanunla Amerikan Dolar’ını basma yetkisini çok sayıda bankere ait olan FED(Federal Rezerv)den alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ‘’bir ülkenin parasının denetiminin şahıslara ait olması kabul edilemez’’ demiştir.

Bam.

Bu ne demektir biliyor musun dostum?

Küreselcilerin şah damarını kesip atmaktır.

Ancak maalesef ki bu Kennedy’nin sonunu hazırlayan icraat olmuştur. Artık İsrail için Kennedy’nin öldürülmesi farz olmuştur.

Eğer Kennedy öldürülürse yerine yasalar gereği yardımcısı Lydon Johnson geçecekti. Kennedy Lydon Johnson’ı hiç sevmezdi hatta söylentilere göre kovmaya da çalışıyormuş. Lydon Johnson tam bir İsrail taraftarıdır.. İsrail CIA aracılığı ile suikast kararını alır. Yer Kennedy’nin seçim kampanyaları için bulunduğu Dallas’tır. Kennedy’nin Dallas’ı = Tayyip Erdoğan’ın Kazlıçeşme’sidir. İkinci defa seçilmek için miting yapacaktı Kennedy.

22 Kasım 1963’de üstü açık arabayla halkı selamlayan Kennedy’nin aracı Elm caddesinden Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş yapar çünkü şoför ve korumalar satılmış şerefsizlerden oluşmaktaydı. 6 el silah sesi duyulur ilk mermi karavana, arabadan sekerek Edmund Harris adlı taksi şoförüne isabet eder, ikinci mermi Kennedy’i tam omzundan vurur, üçüncü mermi yine ıska geçip arabadaki Dallas valisi Connaly’nin omzuna isabet eder, dördüncü mermi Kennedy’i boynundan vurur aynı mermi önden girip arkadan çıkarak yine Vali’ye isabet eder ve Vali sırtından vurulmuş olur, beşinci mermi karavana, arabadan sekerek dikiz aynasını parçalar ve son mermi, altıncı mermi Kennedy’i tam kafasından vurur ve bu son merminin kovanı bulunamaz. Açık ve net bir şekilde profesyonel bir sniper timi tarafından yapıldığı ortada olan suikast Lee Harvey Oswald adındaki bir komünistin üstüne yıkılır ve Lee Harvey duruşmaya çıkacağı gün polis koruması içinde olmasına rağmen Yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür. Kennedy suikastine tanık olan 57 kişi ise yine ne gariptir ki ölü bulunmuştur. İntihar veya kaza gibi sebepler uydurulmuştur her birine.

Ailesi Kennedy’nin kafasının kesilerek detaylı otopsisinin yapılmasını istemiştir ancak yetkililer oralı bile olmamış Kennedy apar topar gömülmüştür.

Suikastten sonra  JF Kennedy’nin gelecek vaddeden ve abisi kadar da yürekli olan kardeşi Robert Kennedy başkanlığa adaylığını koymuş ve Filistinli bir genç tarafından öldürülmüştür.

Peki Kennedy öldü de ne oldu? Kalem kağıt çıkarın.

Kennedy suikastinin sonuçları;
  • Dimona çölündeki İsrail nükleer santrali tekrar açıldı.
  • Para basma yetkisi tekrar FED’e verildi.
  • ABD Soğuk Savaş’ı başlattı.
  • ABD Vietnam’a saldırdı.
  • Beyrut’ta gerilla kampları kuruldu.
  • Gladio örgütü kuruldu ve Türkiye’de sağ-sol çatışmaları başlatıldı.
  • Türkiye’de başlatılan suni terör sonunda Kenan Evren kurtarıcı olarak piyasaya sürüldü.
  • Türkiye’de 12 Eylül darbesi oldu.
  • Turgut Özal ile birlikte CFR hem Türkiye siyasetine hem de ekonomisine hakim oldu.
  • Büyük Ortadoğu Projesi başlatıldı.

Ve inanın bana buraya daha onlarca madde eklenebilir. Kennedy suikasti Siyonist güruhun, küreselcilerin güç ispatıdır, projelerine hız veren miladıdır.

Gelelim eşbaşkanlığını yürüttüğümüz(!) BOP’a;

Eşbaşkan mı? Valla ben söylemiyorum Cumhurbaşkanımız söylüyor buyurun;






Yeni Dünya Düzeni derken?





BOP nedir biliyor musun? BOP işte budur;




Biz bunun eşbaşkanıymışız(!) işte. BOP’un eşbaşkanı, yeni dünya düzeninin yükselen yıldızı vs. bunlar Türkiye’nin sıfatları olamaz. Ülkeyi satmak işte tam da budur, vatan hainliği denen şey işte tam da budur arkadaşım. Ey Tayyip Erdoğan’ı Siyonizme karşı bir kahraman olarak gören AKP’li kardeşim içi demogoji dolu Coca-Cola videoları, slaytları hazırlamayı biliyorsun, Coca-Cola’ya ödenen her kuruş Filistin’e düşen bir bombadır diyorsun eyvallah kesinlikle haklısın ancak bunları bilip, görüp de AKP’yi savunmak nedir biliyor musun? Durumu açıklayan yegane söz şudur;

‘’Hoca öğüt verir gider kendi *** verir.’’

Sen tüm bunları bilip de hala nasıl AKP’yi ve Tayyip Erdoğan’ı savunabilirsin? Hadi senin jargonunu kullanayım; ödediğin vergilerin her kuruşu Filistin’e düşen bir bombadır! Çünkü başımızdakiler Siyonist uşağı, çünkü başımızdakiler işbirlikçi!

ABD’deki FED tezgahının aynısı bizde de var, çıkarın cebinizden bir banknot tepede ‘’Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’’ yazar aitlik eki olan ‘’–i’’ yoktur eğer Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olsaydı işler değişirdi ancak paramızı basan banka, yapısı gizlenen özel bir şirkettir ve %15’i direkt olarak Bank of England’a aittir, Bank of England'ın kontrolünün kimde olduğunu zaten biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın diğer ortakları ise bilinmiyor, şu ana kadar hala deşifre edilemedi. Bakın Merkez Bankası’nı Tayyip Erdoğan satmadı yanlış anlaşılmasın ancak Kennedy gibi bir duruş da sergilemiyor kahramanınız, düzenin devamı için çalışıyor.

Etmeyin eylemeyin, lütfen gözünüzle gördüğünüzü kalbiniz ile yalanlamayın. Allah kitap aşkına, neye inanıyorsanız onun aşkına bu ağır bir vebaldir. Elinizi vicdanınıza koyun ve şunu unutmayın gerçeği bir kere görmüş olsanız bile bu ondan sorumlu olmanız için yeterlidir. Eğer çocuğunuz sizin yaşadığınızdan daha kötü bir dünyaya gözlerini açarsa yine bunun sorumlusu sizsiniz. Kendinizi, vatanınızı, insanlığı düşünmüyorsanız bile çocuğunuzu düşünün ve emin olun ki siz hiçbir şey yapmamaya devam ettikçe bu düzen gittikçe ağırlaşacak.

Bu yüzden okuyun, araştırın, bilinçlenin her kaynağa da bodoslama atlamayın. Unutmayın bizler ‘’akıl ve gönül sahibi’’ varlıklarız her şeyi tartın ve bir süzgeçten geçirin. Bunu da ben söylemiyorum ha Kur’an söylüyor. Ben hesap gününde kem küm etmek istemiyorum ve eminim ki sen de istemiyorsun o yüzden önce bilinçleneceğiz, sonra örgütleneceğiz, tepki koyar hale geleceğiz ve inanıyorum ki elbet bir gün bir şeyleri başaracağız.


Hadi selametle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder