15 Şubat 2015 Pazar

Algı

Selam ahali görelikler dünyasında yaşıyoruz lan. Son derece kararsız bir varlık olan insanın kendi doğruları, çoğunluğun algıları doğru kabul ediliyor. Ancak şu yazıda da bahsettiğim üzere doğru, onu kabul eden insan sayısına göre değişen bir olgu değildir. Doğru doğrudur. İşin ilginç tarafı doğru olarak kabul gören insan algılarını da yine insan belirliyor. Gelin size bir şey anlatayım;

Geçen gece Sabiha Gökçen havaalanındaydım hava zaten buz gibi hafif de yağmur çiseliyordu. Ben lahana gibi kat kat giyinmiş bir taraftan elimdeki çantaları taşırken diğer elimde de kitabım vardı, hızlı adımlarla kimseyle de uğraşamayacak bir vaziyette çıkışa doğru ilerlerken herifin teki ‘’Can you speak English?’’ diye yanıma sokuldu. İnsanlığım tuttu belki yardıma ihtiyacı vardır yabancı bir ülkeye gelmiş sonuçta diye düşünerek ama bir taraftan da ‘’Bilmez olaydım’’ iç sesiyle ‘’yes’’ diye yanıtladım. Elimdeki kitabın kapağındaki Siyon yıldızını görüp gelmiş olacak ki kitapla ilgili sorular sormaya başladı. ‘’Sen kaşındın lan’’ diyerek başladım anlatmaya. Siyonizm şöyle kötüdür böyle sakat bir düşüncedir gavattır derken Siyonizm’in küresel bir tehlike olduğunu tüm insanlığı tehdit ettiğini söyledim, durdu ve ‘’bunlar yalan’’ dedi asıl tehlikenin İslam olduğunu söyleyerek ve IŞİD’den bahsederek bana daha önce İsrail’de ve Irak’ta bulunup bulunmadığımı sordu. Kendisi şu an İsrail’de yaşıyormuş ve Irak’ta da bulunmuş. ‘’Gittim gördüm olum’’ çirkefliği yaptı biraz.

Açıkçası haksız da değil İslam’ı götünden anlayan bazı şerefsiz evlatlarının yüzünden dünya üzerinde İslam’a karşı maalesef ki bu algı hüküm sürüyor.

Neyse işte bunları söyledikten sonra da Misyonerliğe soyundu bizim Anthony. Hz. İsa bize iyiliği sevgiyi kardeşliği barışı öğütlüyor, sevginin gücü heey gibi şeyler söyledi ve şu çok meşhur tokat atana diğer yanağını dönme mevzuundan bahsetti, düşmanımızı bile sevmemiz gerekiyormuş(!), sonunda İncil falan uzattı.

Aslında gecenin o saatinde biraz daha vaktim olsaydı uzun uzun Spiritüalizm’in Hristiyanlıktaki tezahürlerini, gerçek İslam ile günümüz tatlı su Müslümanlarının birbiriyle uzaktan yakından alakası olmadığını ya da IŞİD ve El Kaide’yi Amerikan politikacı Zbigniew Brzezinski’nin kurdurduğunu anlatabilirdim ancak ne kadar faydası olurdu? Ve ya bu algıyı ne kadar kırabilirdim? Adamın gördüğü saçma sapan bir Müslüman profili ve terör, savaş, kan ve göz yaşının hakim olduğu bir İslam coğrafyası(Ortadoğu) vardı ve buna inanıyordu. Ben o adamın gözünde bir komplo teorisyeni, cahil ve gavattım.

İşin en üzücü yanı da şu ki; bu insanlardan çok var. İslam’a karşı hakim bakış açısı maalesef bu arkadaşım. Üzülüyorum lan, böyle blog köşelerinde klavye başında dil döküyorum ancak.

Çuvaldızı biraz da kendime batırmam lazım aslında. O herif cebinden Türkçe İncil çıkarıp uzatabiliyorken ben o an çıkarıp da bir İngilizce Kur’an uzatamadım lan adama. Bu da benim eksiğimdir, hatamdır, ihmalimdir.

Neyse

Medya insanlar üzerinde inanılmaz etkilere sahip müthiş bir araç kesinlikle zira algılar kolay kalıplaşan ancak zor yıkılan şeylerdir.

Mesela;

Bir Hristiyan İslam’ın küresel bir tehlike olduğuna inanıp da siyonizmi savunabiliyor oysaki Tevrat’ta(tahrif edilmiş olan tabi ki, orijinali hakkında bir bilgimiz yok) goyimlerin(Yahudi olmayanlar) insan bile sayılamayacağı ve yaşama haklarının olmadığı söylenir. Kur’an’da ise gayrimüslimlere bırakın zulmetmeyi, olumsuz herhangi bir yaptırımın yapılması gerektiğini söyleyen bir tane bile ayet bulamazsınız. Hal böyleyken İslam şiddetle ilişkilendirilip Siyonizm zararsız bir şeymiş gibi sunulabiliyor.

Algı…

Amerika gibi bir terör devletinin terörizmle savaştığına da inanır bunlar. Oysaki Afganistan şu an uyuşturucu pazarında adı geçen bir ülke ise bu Amerika’nın eseridir. Irak Amerika’nın eseridir. IŞİD ve El Kaide Amerika’nın eseridir, tıpkı Beyrut’taki gerilla kampları ve YPG, PKK vs. güçler gibi…

Algı…

Aslında buraya yüzlerce örnek yığabilirim ancak aklını kullanana bir tane delil yeter. Algı yönetimi basittir medya tek elden yönetiliyor zaten. Olaylara 22 inçlik monitörden ya da 5 inçlik telefon ekranından bakarsan tek taraflı beslenme ile ahkâm kesmeye kalkarsan kulağının arkasına tokat atarım senin arkadaşım. Çünkü bu ancak sığır diye tarif ettiğim kesimin yapacağı bir eylemdir.

Ne mi yapman gerekiyor?

Eğer bu algıyı değiştirmek gibi bir isteğin varsa öncelikle ulaşabileceğin kim varsa anlatacaksın. Çok zor bir şey değil lan konuşacaksın sadece.


Hadi selametle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder