12 Mart 2015 Perşembe

Küresel Gücün Türkiye Aktörleri; Sabetaylık, Masonluk, CFR ve Bilderberg

Selam ahali, devletler üstü güçlerin bu coğrafyadaki faaliyetleri çok eski zamanlara kadar uzanır. 1626’ya yani Sabetay Sevi’ye kadar dayandırabiliriz bu faaliyetleri. Ancak 1626’dan 2015’e kadar gelmeye kalksam kitaba basmam gerekir anasını satayım. Zaten 1600’lerden 1921’de kurulan CFR’ye kadar olan dönem Diaspora Yahudilerinin vur-kaç taktiği üzerine kurulu Bizans entrikaları havasında olan şimdiyle mukayese edilemeyecek derecedeki nispeten küçük olaylardır. Ancak bu olayları küçük diye kestirip atmak da son derece öküzce olur zira etkileri daha sonra ortaya çıkmıştır.


Tabi ki bu yazıyı sadece CFR ile sınırlandırmayı düşünmüyorum, Türkiye’de faaliyet gösteren yeni dünya düzeninin tüm yancı kuruşlarını ele alacağız.


Yazının başında ismini zikrettiğimiz Sabetay Sevi 1626 yılında İzmir’de ortaya çıkan bir hahamdır. Mesih olduğunu iddia eden bu herif kısa bir süre içinde birçok müride ulaşmıştır. Yahudileri Kudüs’e götürüp krallık kuracağını vadetmiştir. Hal böyle olunca Osmanlı makamlarınca tutuklanıp sorguya çekilir. Bunun üzerine kellesinin gideceğini düşünerek Müslüman olduğunu beyan eder. Doğal olarak müridleri de ‘’şşş noluyoz ya?’’ diyerek tepki gösterir. Ancak aslında Müslüman olmayan Sevi, müridlerine amaçlarına ulaşabilmek için Müslüman gibi görünmeleri gerektiğini telkin eder. Yahudilik içinde yeni bir tarikat ortaya çıkmış olur. İşte Sabetaycılığın çıkış noktası budur. Sabetaycılık o dönemlerden günümüze kadar varlığını sürdüren bir olgudur ve cumhuriyetin ilk yıllarından beri her alanda söz sahibi olmuş şahsiyetlerdir. Türkiye’de masonluğun da kontrolünün sabetayistlerde olduğu söylenir zira Abdi İpkeçi bir sabetayisttir ve 01.04.1963’de Lions Localarını kurmuştur Türkiye’de. Sakıp Sabancı sabetayist mi bilmiyorum ancak yeri gelmişken onun da 06.01.1951 tarihinde Rotary’leri Türkiye’de kuran kişi olduğunu söylemek istedim.

Etimolojik olarak sabetaycıların soyisimlerinin ‘’-men. -man, -er, -ar’’ şeklinde bittiği söylenir ancak bu bir ölçü müdür? Tabi ki değildir. Zaten ‘’aha sabetayist yürüyün lan’’ gibi bir cadı avı başlatmak son derece yanlış bir tavır olur. Zira her sabetayist Empire State’in terasında kötü kahkaha atarak şampanyasını yudumlamıyor tabi ki. Senin deden silah kaçakçısı da olabilir ancak bu seni bağlamaz. Neyse beni zaten bilenler bilir kimseyi soyundan ötürü topa tutacak değilim.

Şimdi Sabetayistleri anlatırken karşımıza bir iki defa çıkan Masonluk nedir ne değildir onu bi’ oturtalım;

Masonluk yüzyıllarıdır var olan birçok ritüeli ve riti bulunan ve hala üzerindeki sır perdesi tam olarak kaldırılamamış bir oluşumdur. Ancak şunu söylememde fayda var Türkiye’deki masonluk genel itibariyle içi boştur. Zenginlerin elitist takıldığı ve beyefendicilik oynadığı sosyal kulüp statüsünde oluşumlardır ancak felsefeleri açısından pek de tasvip edilecek bir yanı yoktur. Öte yandan dünya çapındaki masonluk için özellikle de üst dereceli olanları(şu 33 muhabbeti gibi) son iki-üç yüzyılda dünya tarihine en çok müdahalede bulunmuş oluşumdur diyebiliriz. Şimdi esas nokta şu ki; Masonluk Kabala ve spiritüalizm esaslarıyla devam eden bir oluşumdur ancak ilk başta duvar ustaları tarafından kurulmuştur. Zaten masonun kelime anlamı da duvar ustasıdır. Bu duvar ustalarının cemiyetine daha sonra bazı üst kademe insanların katılmasıyla bambaşka bir masonluk ortaya çıkmıştır.

Şimdi iki tane ayet vereyim;

‘’Şeytanları da onun emrine verdik. Hepsi birer BİNA USTASI ve dalgıçtı’’
Sad – 37
‘’Şeytanlar kendi dost ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbette ki vahiy gönderirler.’’
En’am – 121

Ayette bina ustası vurgusu var ve daha sonra duvar ustası anlamına gelen bir kelimeden ismiyle alakasız bir örgüt kuruluyor bunlar ilginç şeyler. Masonluk şeytanların telkiniyle kurulup palazlanmış olabilir mi? Damalı zemin ve boyutlar arası iletişim dedikleri ritüellerde acaba şeytanla mı irtibat kuruyorlar?

Bilemiyorum, olabilir. Bu sadece bir yorumdu.

Neyse bizim konumuz Türkiye’de olan bitendi. Türkiye’de faaliyet gösteren Lions ve Rotarty locaları dediğim gibi içi boş oluşumlardır ancak dışarıdaki biraderlerinden gelen komutla yaptıkları büyük bir olay vardır;

28 Şubat postmodern darbesi…

Evet 28 Şubat masonik bir darbeydi. Zira Erbakan şu tarz fikirleri olan bir siyasetçiydi ve Türkiye Siyonizm konusunda ciddi manada bilinçlenmeye başlamıştı;



                                          








Özellikle son verdiğim linkteki video Masonları tutuşturmuş ve Erbakan’ın bileti o an kesilmiştir. Türkiye’de bir cadı avı başlatılmış ve irtica adında suni bir düşmana karşı savaş açılmıştır neticesinde de Erbakan iktidardan bir daha geri gelemeyecek şekilde uzaklaştırıldı. Saadet Partisinin oylarının %1’lerde gezmesi de bu yüzdendir zaten. 

Sonrasında Abramowitz ve Brzezinski Türkiye’nin geleceğinin siyasi İslam-ılımlı İslam’dan geçtiği görüşünde birleşmişler ve bu planı uygulamaya girişmişlerdi. İrtica diye yanıp tutuşan ülkede siyasi İslam(!). Toplumun havasını ne kadar kolay değiştirebildiklerini görün.

Siyasi İslam-Ilımlı İslam çerçevesinde Recep Tayyip Erdoğan’lı AKP ve Fetullah Gülen hareketi Türkiye’de iktidara getirilmiştir.

Bakın;




Tayyip Erdoğan 2004’te AJC(Amerikan Yahudi Kongresi)’den üstün hizmet madalyası alırken.

Yine aynı Tayyip Erdoğan 2005’te ise ADL isimli başka bir Yahudi kuruluşundan ödül alır;




Resimde Tayyip Erdoğan’ın yanında gördüğünüz kişi ADL başkanı Abraham Foxman’dır. Peki yine aynı Abraham Foxman kiminle kucaklaşıyor dersiniz;





Hocaefendi(!) değil mi la o? Evet ta kendisi, pek muhterem Fetullah Gülen hocaefendi hazretleri(!)

Masonların Türkiye’deki faaliyetleri derken 28 Şubat masonik potmodern darbesine oradan da gayri ihtiyari olarak AKP’ye geldi laf ve koronolojiden uzaklaştık. AKP iktidarına daha var durun şimdi.

Takvimleri geri alıyoruz. Yıl 1921…

Başlık at evladım büyük haflerle;

CFR




Devletler üstü güçler, tarihin ilk masonik devleti olan ABD’deki halkı kontrol etmek için tüm medya organlarını satın alma yoluna gitmişlerdi. Hakimiyeti diğer ülkeler için de kurmak maksadıyla toplanıldığında ise Dış İlişkiler Konseyi yani CFR ortaya çıkmıştır. CFR, 21 Temmuz 1921'de New York'ta kuruldu. Kuruluşunda Yahudi kökenli Walter Lippmann'ın önemli rolü olmuştur. Ancak yine arka planda Rockefeller vardır. CFR’nin onursal başkanı pek tabi ki David Rockefeller’dir. CFR, 2. Dünya Savaşı'nda çok önemli bir rol oynamıştır. Foreign Affairs adlı ünlü dergi bu örgütün yayın organıdır. Amerika'daki istihbarat örgütleri üzerinde oldukça güçlüdür. FBI, CIA, DIA, DEA gibi istihbarat şefleri bu örgütün de elemanıdır ve CFR'nin sözünde dışarı çıkamazlar.

CFR`nin amacı öncelikle gelişmemiş ve gelişmekte olan(bu da çok klişe bi’ kalıp oldu lan) ülkeler olmak üzere, tüm yabancı ülkelerin politika ve ekonomik sistemlerini kontrol altına almaktır. Yani bir başka deyişle ülkelerin devlet başkanlarını atamaktır.

 Bu amaçlar için Bilderberg toplantıları yapılmaktadır.



 


Bilderberg, CFR ve öteki örgütlerin Avrupa ayağını ve etkinliğini oluşturmak amacıyla Hollanda'da Oosterbeek şehrinde Bilderberg Oteli'nde 1954'te kurulmuştur. Yukarıdaki resim Bilderberg Oteli’dir. Ancak Bilderberg zirveleri sürekli bu otelde yapılmaz. Bu otel ilk toplantıya ev sahipliği yaptığı için zirveye adını vermiştir sadece. Bilderberg'in kurucuları arasında Hollanda prensi Bernhard ve Polonyalı sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vardır. Retinger, Bilderberg'in fikir babası olarak bilinir. Aynı zamanda CFR üyesidir.

Bilderberg toplantıları yılda bir düzenlenir ve resmi değildir. Katılımcıları arasında sadece siyasetçiler yoktur, birçok büyük iş adamı, para babası şahsiyetler, önemli yazarlar, sanatçılar vs. de katılabilir.

Bilderberg toplantılarına katılan bazı isimler ise şöyledir;

Mustafa Koç, Recep Tayyip Erdoğan, Ali Babacan, Sami Kohen, Suzan Sabancı Dinçer, Agah Uğur, Fehmi Koru, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Güler Sabancı, Cem Boyner, Rahmi Koç ,Suna Kıraç, Sedat Ergin, Erkut Yücaoğlu, Kemal Derviş, Ümit Boyner…

Ne yaptılar? ;

12 Eylül 1980 darbesi…

Sağ – Sol çatışması ve bu sakat fikirler CFR ürünüdür. Önce ortam karıştırıldı. Ardından Kenan Evren ‘’kurtarıcı’’ olarak piyasaya sürüldü, darbe yapıldı ve bu suni terör sona erdi. Zaten CFR’nin Türkiye’de ipleri eline alması Kenan Evren ile olmuştur. Kenan Evren’den sonra CFR bu sefer başa Turgut Özal’ı getirmiştir. Özal gümrük birliği anlaşmasını imzalamış, Türkiye’yi açık pazar haline getirmiştir. 

CFR’nin amacı neydi? 

Politik ve ekonomik kontrol…

Al sana politik, al sana ekonomik.

Peki bitti mi? Tabi ki hayır. İkinci adım;

Özelleştirme…

Özelleştirmeler Özal dönemiyle göze batar hale gelmeye başlamış AKP iktidarıyla çığırından çıkmıştır. Kelimeler ve Kavramlar başlıklı yazımda bahsetmiştim dozunda özelleştirme iyi sonuçlar doğurabilir ancak devletin şirketlerini iki paralık ederek yabancılara vermenin adı özelleştirme değil peşkeş çekmedir.

AKP dönemi özelleştirmelerine bakalım;
1-TAKSAN
2-GERKONSAN
3-SEKA Afyon işletmesi
4- SEKA Balıkesir işletmesi
5- SEKA Çaycuma işletmesi
6- SEKA Kastamonu işletmesi
7- SEKA Aksu işletmesi
8- SEKA Taşucu Tersane Alanı
9- SEKA ya ait 4 taşınmaz
10- TZD Sakarya işletmesi
11- THY USAŞ
12- TDi Trabzon Limanı
13- TDi Dikili Limanı
14- TDi Kuşadası Limanı
15- Sümer Holdinge Ait Merinos Halı Fabrikası
16- SÜMER HOLDiNGE Ait ERYAĞ
17- SÜMER HOLDiNGE Ait Adıyaman işletmesi
18- SÜMER HOLDiNGe ait 117 adet taşınmaz
19- KBiye ait 103 arsa, 89 lojman
20- EBÜAŞ-MEYBUZ
21- EBÜAŞa ait 54 taşınmaz
22- TEKEL Kaya Tuz
23- TEKELe ait 30 taşınmaz
24- ESGAZ
25- BURSAGAZ
26- ETi BAKIR
27- ETi GÜMÜŞ
28- ETi KROM
29- ETi ELEKTROMETALURJi A.Ş
30- Çayeli Bakır işletmeleri A.Ş
31- KBi Samsun işletmesi
32- KBi 65 adet taşınmaz
33-DiV-HAN A.Ş
34- Amasya Şeker Fabrikası
35- Kütahya Şeker Fabrikası
36- SÜMER HOLDiNGe ait TÜMOSAN
37- SÜMER HOLDiNG Malatya işletmesi
38- SÜMER HOLDiNG Bakırköy işletmesi
39- SÜMER HOLDiNG Diyarbakır işletmesi
40- SÜMER HOLDiNG Çanakkale Deri işletmesi
41- SÜMER HOLDiNGE Ait 108 Adet Taşınmaz
42- SÜMER HOLDiNG Ortadoğu Teknopark A.Ş
43- SEKA Karacasu işletmesi
44- SEKA Ankara Alım Satım Binası Müdürlüğü
45- SEKA Ardanuç işletmesi Varlıkları
46- TÜGSAŞ
47- TÜGSAŞ Gemlik Gübre San. TAŞ
48- TÜGSAŞ-iGSAŞ HiSSELERi % 100
49- TÜGSAŞ Urfa Depoları arazisi
50- TÜGSAsa ait 23 taşınmaz
51- iGSAŞ Kütahya Gübre Varlıkları
52- TEKEL Alkolü içkiler San. A.Ş
53- TEKELe ait 60 adet taşınmaz
54- TEKEL İnegöl Kibrit Fabrikası T.A.Ş
55- TEKEL Gemlik Sun.ip.Mües. T.A.Ş
56- TEKEL Tuzluca Tuzlası
57- TEKEL Sekili Tuzlası
58- EBÜAŞ Samsun Soğuk Hava Deposu
59- EBÜAŞ Manisa Kombinası
60- EBÜAŞ Manisa Arsası
61- EBÜAŞa ait 101 adet Taşınmaz
62- TDi ANKARA FERiBOTU
63- TDi Samsun Feribotu
64- PETKiM 2adet taşınmaz
65- TEDAŞ 1 arsa, 1 adet trafo binası
66- TEDAŞ 1 adet taşınmaz
67- ATAKÖY Turizm A:Ş
68- ATAKÖY Otelcilik A:Ş
69- ATAKÖY Marina Ve Yat işletmesi
70- SÜMER HOLDiNG Beykoz işletmesi
71- SÜMER HOLDiNG istanbul imar LTD.ŞTi
72- SÜMER HOLDiNG 2 adet Taşınmaz
73- TDi Karadeniz Gemisi
74- TEKEL Kristal Tuz Rafinerisi
75- TEKEL Kağızman Tuzlası
76- TEKELe ait 49 adet taşınmaz
77- TÜPRAŞ 2 adet taşınmaz
78- TDi 1 Adet Taşınmaz
79- SEKA 5 Adet taşınmaz
80- KÖY HiZMETLERi GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Tasfiye Edildi),
81- SSK Hastaneleri (Tasfiye Edildi)
82- SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)
82- SEKA Kocaeli Fabrikası ve arsası
83-Sümer Holding Sarıkamış işletmesi
84-Sümer Holding Sivas Dokuma Fabrikası
85- Sümer Holding Manisa Pam. Men. A:Ş
86- Sümer Holding Makine Ve Teçhizat
87- Sümer Holding 32 Adet Taşınmaz
88- TÜGSAŞ Samsun Gübre Sanayi A.Ş.
89- Tekel 5 Adet Taşınmaz
90- Araç Muayene istasyonları 1. Bölge
91- DSi ERCiYES Sosyal Tesisi
92-Bayındırlık Ve iskan Bakanlığı ERCiYES Sosyal Tesisi
93- Karayolları ERCiYES Sosyal Tesisi
94-TEKEL Sigara Fabrikaları
95-Sümer Holding Bergama Pamuk ipliği Fabrikası
96-TEKEL Sigara Fabrikalarına Ait Taşınmazlar
97-TEKEL Puro Fabrikaları
98-TEKEL Alkol işletmelerine Ait Taşınmazlar
99- Tercan Ayakkabı işletmesi
100-TCDD Mersin Limanı
101-Adapazarı Şeker Fabrikası
102-Ereğli Demir Çelik Fabrikası
103-iskenderun Demir Çelik Fabrikası
104-Ereğli Limanı
105- iskenderun Limanı
106-Yarımca Limanı
107- Yarımca Porselen Fabrikası
108- Romanyadaki Silisli Sac Fabrikası
109- Divriği Demir Madeni
110- Hekimhan Demir Madeni
111- Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikası
112- BORÇELiK
113-TÜPRAŞ
114- PETKiM
115- TÜRK TELEKOM
116- KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI
117- TÜGSAŞ Toros Gübre Fabrikası
118- TÜGSAŞ Tekirdağ, Tarsus, Fatsa Depoları
119- Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
120- OYMAPINAR BARAJI
121- ETi Alüminyuma Ait Madenler
122- Emekli Sandığı Ankara Emek işhanı
123- Emekli Sandığı istanbul Hilton Oteli.
124- İzmir Limanı

Liste hayli kalabalık. ‘’AKP ülkeyi satıyor abuuuu’’ şeklinde çığırtkanlık yapmayacağım ancak şunu söyleyebilirim ki limanların, Telekom'un, Tüpraş'ın, Erdemir'in, Petkim'in, Tekel'in, Seka'nın, İDO'nun ve maden işletmelerinin fütursuzca özelleştirilmesi kabul edilir şeyler değil.

Yani diyeceğim odur ki şu sandığa giderken biraz araştırıp öyle gidin lütfen. Ben artık CFR ve Bilderberg’den gelen adam istemiyorum lan ülkemin başında.





Bu adamın oluşumu %50 küsür oy alarak birinci parti oluyor. İkinci gelen partinin genel başkanı da ABD kapılarında yatıyor Abramowitz’den randevu koparmaya çalışıyor.

http://bmajans.blogspot.com.tr/2013/12/kilicdaroglu-wahingtonda-abramowitz-ve.html

Bi’ bakın şu linke. Kılıçdaroğlu Abramowitz’in peşinde dolanıyor, Fehmi Koru’nun raporları fink atıyor ortalıkta. Bu nasıl siyaset Allah aşkına?

Dik durun lan azıcık!

Daha ne kadar uyuyacaksın? Yol ver gitsin hepsine. Unutmayın her zaman bir seçim hakkınız ve bir şeyleri değiştirmek adına iradeniz vardır, kullanın o iradenizi, pabuç bırakmayın artık bu tiplere. Çok zor bir şey değil ahali kimse mutlak hakim değil bu dünyada.

Kimse şah değil, padişah değil, hükümdar değil... Dırınım...

Hadi selametle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder